Tuesday, January 5, 2010

İsveçli karikatürist Lars Vilks de Muhammet karikatürlerinden dolayı tehdit edildi

İsveçli karikatürist Lars Vilks de Muhammet karikatürlerinden dolayı tehdit edildi. Bildirildiği kadarıyla Somali kaynaklı ve El Kaide ile ilişkili Al-Shabaab adlı İslamcı militan bir örgüt tarafından telefonla arandı. Arayan kişi karikatüristin peşinde olduklarını söyleyerek tehdit etti.

http://www.thelocal.se/24198/20100104/

Saturday, January 2, 2010

Din ve Tanrı inancı neden saygıyı haketmiyor

http://atheistexperience.blogspot.com/2010/01/why-we-need-blasphemy.html adresindeki yazıdan çevrilmiştir.

Pat Condell, YouTube'daki harika konuşmalarından birinde, İslam dini ağırlığını hissettirdiğinden beri, Danimarkalı'ların ülkelerindeki özgürlüğün nereye gittiğini merak ediyor olmaları gerektiğini belitmişti. Özgürlüklerin, her türlü köktendinciliğe-özellikle de bütün gücünü korku ve şiddetten alan dinlere-mücadele etmeden teslim olması gerektiği düşüncesi, tam anlamıyla iğrençtir. Ayrıca, İrlanda'da yeni kabul edilen gibi ödlekçe yasalar, en küçük şiddetten dahi korkarak, insanları temel özgürlüklerinden mahrum etmekte ve bu şekilde köktendincilere istediklerini vermekte, bir baskı kültürü oluşturarak köktendinciliğin gelişebileceği bir ortam hazırlamaktalar.

Şimdi Danimarka'dan gelen yeni bir haber, Somalili bir teröristin karikatürist Kurt Westergaard'ın evine zorla girmeye çalışırken polis tarafından vurularak durdurulduğunu bildiriyor. (Kim ne derse desin, kim ne kadar kızarsa kızsın, ben buna "iyi oldu" diyorum.) Kurt Westergaard, birkaç yıl önce Muhammet Peygamber karikatürlerini yaparak bütün bu berbat olayların başlamasından sorumlu olan kişidir. Bu Somalili'nin amacı herhalde Westergard ile oturup, kahve içip, onun çalışmaları hakkında yapıcı eleştiriler yapmak ya da onun fikirlerini çürütecek düşünceler ortaya atmak değil, onu öldürmekti. (Kuşkusuz bunun bir karikatüre verilebilecek tepkiler arasında en akla yakını olduğu söylenebilir!)

Bir kez daha içtenlikle söylüyorum: eğer din boktan bir karikatür karşısında kendini tehdit altında hissediyorsa, sorun karikatürde değildir.

İyi niyetli birçok ateistle konuştum. Bu kişiler, şiddet yanlısı köktendincilerle başa çıkmanın en iyi yönteminin, susup oturmak ve onları kışkırtmamak olduğunu (safça) düşünüyorlar. Biz ateistler, herşeyden önce kimsenin zarar görmesini istemeyiz, öyle değil mi? Bu kişilerin, içinde bulundukları korkakça tavrın dinci manyaklara istedikleri gücü verdiğini fark etmemeleri beni her zaman hayrete düşürmüştür. Acaba onlara bu şekilde saygı göstererek, onların tatmin olabileceklerini ve orayı burayı bombalamalarını ya da gökyüzündeki "kutsal" babaları onlara ne emrediyorsa onu yapmalarını engelleyebileceklerini mi sanıyorlar? İsterseniz bunu çoktan seçmeli bir soru haline getirelim: A) Hayır; B) Hayır; C) Kahretsin hayır!; D) Ne! Salak mısın nesin?... En küçük bir korkunun dahi sizi kontrol etmeye yeterli olduğunu bir kez gördüler mi, giderek daha fazla talepte bulunmaya, giderek daha fazla tehdit etmeye başlayacaklar. Öyle ki, en sonunda, nazik kıçınızı dahi silerken, onların ilahi emirlerine saygısızlık etmekten korkar hale geleceksiniz.

Herkese söylüyorum; ihtiyacımız olan şey, dine daha fazla saygısızlıktır. Bu çılgınlığa daha fazla karşı çıkmaktır. Köktendinciler mutfaktaki karafatmalar gibidirler. Onları kaçıp saklamaya itecek tek şey, aklın ışığıdır. Şiddete dayalı inanç sistemleri zaten başarısız olmuşlardır. Onlara saygı gösterilmemelidir. Karikatürcüler; kalemlerinizi çıkarın ve saygısızlık edin! Eğer şiddet yanlıları kapınızda belirirlerse, savaşın... Kendilerinin bu dünyada korkulacak tek kişiler olduklarını düşünenler, Matt Groening'in sözlerini duymamış olmalılar: "Karikatürcülerin canını sıkmak hiç de akıllıca değildir!"